Pazartesi, Ağustos 10, 2009

KOS-MOS anlamam diorsanız, buyrun, hep beraber anlayalım effennim.

Pek bi değerli ve dahi yüpyüce okur-yazar-yorumlar-şeeder kitlem,
yine yeni yeniden huzurlarınıza teşrifi şeettiimden pek bi mesut ve dahi pek bi bahtiyarım.
bugün sizlerin beyinkıvrımlarınıza yeni bi kıvrım ekliiceem içün de ayrıcana yani ekıstıradan bi şen'im effennim.
çünkii, bugün kelime daarcıklarınıza bir kelime ekliyerekten, daarcııınız + 1 yapıcem effennim. bu kelime ki çok önemli ve çok gerekli ve çok amma ve lakin pek bi çok anlamlı bi kelimedir. "kosmos". sözcük olaraktan effennime sööliim; bezeme, süsleme, donatma anlamına gelen kosmos şeysi, ilkçağ yunan felsefesinde “evren”, “evrenin düzeni”, özellikle de fiziksel ya da görünür dünyanın uyumlu birlii anlamında şeedilmiştir. evrenin bir kosmos olarak görülmesi geleneği ilk evvela (ay bu sözcüğe de sinir oluyorum af buyrun, sankim son evvelası varmış gibin di mi ama effennim. arada kullanıp fikrimi zikretmek istedim yalınızcana) Pythagoras’la başlar; ancak bir düzen olarak tasarlanması Anaksimandros ile Anaksimenes’in fragmanlarına kadar uzanır. Kosmos’un anlam bazında geçirdii evrimin izini sürmek pek bi güç olsa dahi effenim gürünen o ki, geçirdiği aşamalar “düzen”, “bu evrenin düzeni” ve “düzen olarak evren” yönünde şoolmuştur. her ne kadar, insanın evrenin mikrokozmosu olduğu görüşü ilk olarak Demokritos tarafından ortaya atılmışsa da kosmosun evrenle özdeşleştirilmesi Empedokles’in zamanında gerçekleşmiştir. gelgelelim dört başı mamur, temellendirilmiş bir kosmos öğretisi Pythagorasçıların eliyle oluşturulmuştur: evren bir kosmostur çünkii tüm şeylerin arkhe’si olan sayıya (arithmos) yaslanan matematiksel oranlara (harmonia) indirgenebilir cankitlem (Aristoteles). yine, tıpkı Demokritos gibi, Pythagorasçılar da “makrokozmos/mikrokozmos” bölümlemesini kullanıp ruhtaki “kozmik uyum”dan dem vurarak kosmos’u etik alanına taşımışlardır. Herakleitos ise tüm bu filozoflardan bir adım öteye geçerek karmos’u, yani “kozmik düzen”i, “yasa (nomos) özdeşleştirip doğa yasası anlayışını başlatmıştır sevgili aydıncıklarım.
kaosun zıt şeysi olan kosmos kelimesinin içeriinin karanlık gibi duran amma aslında her türlü aydınlıın cirit atıp, at koşturduu alemine dalmak ister iseniz, naçizane tavsiyem, "C. Sagan'ın Kosmos"u olucektir effenim. tadına doyum, kelimelerine uyum olmayacak kadar pek bi güzel ve dahi hayat açımızı değiştirip bayat açılıktan kurtaracak kadar metafevkalade bi kitaptır kendisi. tavsiyemi şeederim bilimkurtcuklarım.

bi olmassa olmaz yazımın daha sonuna intikalimi etmişken her birinizin önünde kozmik kozmik eğilip, o kozmik düzen dahilinde ellerinizden tutup bir halka oluşturuyorum effennim.

Sağlıcakla kalın (solucakla ince... ne mutlu ki size vedam bu metaespirilerim sayesinde her daim gülücüklerinizin arasında eriyip daha az acılı oluo effennim)

GÜLFİDANınız

Çarşamba, Haziran 10, 2009

zarla kumar olmaz, kumar kumar ne kumar ne kummaz...


merhabayın pek değerli okur yazar yorumlar kitlem.
yine pek bi möhim bi konuylan karşınızda duran monitörünüze teşrif etmiş bulunmaktayımdır.
bu möhim konu öyle bi möhim konudur ki ne yıllardır hatta belkim yüzyıllardır bizim ve bizim toplumumuz gibin toplumlarda en bi möhim konu haline gelmiş ve pek canlar yakmış, pek dertlere sebebiyet vermiştir effennim.
bu konuyu açmama vesile olan canım okurumun mektubunu burda yayınlarkene aynı zemanda sizlerin kafalarındaki soru işaretlerini de noktalara dönüştüreceğimi umarak, yüce bilgilendirme -ve snapsların hakkını verecek ultra güzel bağlar kurmama neden olacak- konumu şeediiyorum effennim.
rumuz: şaşkın ördek gibi daldım çöllere
sevgili Gülfidan aydınım,
ben pek çok kadına ışık tutacağını düşündüğüm bir el feneriynen size bi hususta danışmak istiorum. aslında çekinmiyor da diilim amma ve lakin sizden başka bana yardımcı olcaana inandıım bi metainsan da mevcut diildir bildiim kadarıynan.
ben aslında okumuş-yazmış entellektüel anlamda pek de fena olmayan bi seviyeye çıkmış xx kromozomlu bi canlıyım. yane kromozomlarımı ben belirlemediimden sonuçlarından da ben şeettirilemem diye şeediorum bunu.
kadınım. evet xx kromozomları yanyana gelekoydu diye ben bir kadın olarak dünyaya geldim. haliynen bunun getirdii her türlü yüke maaruz kaldım ki bizim gibi toplumlarda siz de biliorsunuz bu ekistıra bi yük şeedio omuzlarımıza.
neysem konum bu diil pek tabi ki ne.
sevgili aydınım.
25 yıllık evli barklı bi kadınım. geleneksel bi "koca" hayatım var. severek ve yahut sevişerek evlenmedik amma iki adet yavruladık netice itibariynen.
gel zaman git zaman ben bi şarap misali yaşım kemale erdikçe bi kemale kapılıverdim. Kemal benim herbişiim oluverdi. yasak bi ilişki ilişikledik berabercene. bu ilişkinin içine ilişiklenen yalınız yasaklık diildi elbet. söölemesi ayıp cinsel münasebette de bulunduk Kemalimle.
işte o münasebet sırasında münasip olmayan bir organımda kanama oldu. korktuk biz yani Kemalim ve ben. sonrasında yani ertesi gün ve geri kalan 500 sevişmemizde bu kanama bi daa olmadı fekat ben daha yeni iyileşmiş olmama raamen yeniden adet gördüm 10 gün içinde.
korktum tebi doğal olaraktan ancak bi doktora gitmeye de çekinik davrandım. fekat soora bi cinekolocik muayene gerektiini düşünüp şööle bi uzanıverdim o korkunç koltuua. doktor bana beni şok eden o açıklamayı yaptı. "bekaretinizi yeni kaybetmişsiniz" dedi. ben kalburabastı gibin kalıverdim orda o an. o an bu andır da kalburabastıdan kolbastıya geçip gidip, git-gel yapıyorum.
bu içimi kemiren "nooldu bana yahu" sorumu sorabileceğim tek sizi kendime yakın buldum.
beni bu konuda muasır medeniyete çıkarırsanız size pek bi minnettar kalıcem.
saygılar, hörmetler ve şimdiden teşekkürler zaatı aalinize.
canım okurum. öncelikle size bu zamanda dahi bu kadar cesurcana böölesi ayıp sayılan ki
sanılanın aksidir zati bu durum, konuyu açtıın içün çok teşekkür ederim.
rumuzundaki çölü göl ilen karıştırdıınızı ummuştum ki başındaki "şaşkın" ifadesinden anlayırverdim sooracıımına. siz cidden çöllere dalmaa çalışıyormuşsunuz a benim can okurum.
gelelim sizi kemiren konuya.
effennime sööliim, bu yaşadıklarınızdan anlıyorum ki siz ve eşinizin zati ööle ahım şahım bi "eş" hayatı yok imiş. bu tabii ki de pek çok kadınımızın ortak puroblemi. o apayrı incelenecek bi konu amma ve lakin asıl burda üzerinde durulması gereken "kızlık" konusu zannımca.
komik bi başlık gibin gelse de evet konumuz "kızlık" yahut da bi diğer ifadeyle şeedersek "bekaret" ve yahut "barikat".
konuya biraz sosyolojik olarak bakıp fizyolojiğe dooru kayalım bakalım.
effennim,
kızlık zarı, yani Latince adı ile HYMEN, Yunan ve Roma mitolojilerinde Dionysus ve Afrodit’in oğlu olan "evlilik ve düğün tanrısı" dır. gerdek gecesi sevgili şaşkın ördek,bu Tanrı'ya adandıından kızlık zarı da aynı isimle anılmaktadır. effennime sööliiim hemen hemen bütün toplumlarda değişik derecelerde sosyolocik bir öneme sahip olan kızlık zarının tıbbi adı (latincesi) "Hymen" dir dediydim zati. özellikle müslümanlık şeeden ülkelerde daha önceden cinsel ilişkinin olup olmadıının bir kriteri olarak görüldüünden önemi büyüktür.günümüzde bilem, evlendikten sooraki ilk ilişkide kanamanın olmaması nedeniylen, pek çok kızımız haksız yere bakire olmadıı düşüncesiyle apar topar kollarından tutularak kızlık zarı muayenesi için jinekologlara götürülmektedir. pek tabiidir ki ne bu durumda bu genç kızlarımız son derecede küçük durumlara düşürülmekte ve evliliklerine maalesef çok kötü bir anıylan başlamak zorunda kalmakta; çoğu zaman da duyulan güvensizlikler nedeniyle evlilikleri kısa zaman içinde boşanmalarla sonuçlanabilmektedir ki -dir dir effennim.
tam olaraktan ne gibi bi hizmet sunduu henüz bilnemeyen yalınızca tahminler yürütülen bu zar effennim bi kaç çeşit şeetmektedir.
ve bu çeşitlere göre de değişik değişik şeylere yol açmaktadır effennim.
misalen sizdeki gibin. 25 yıllık evlilik ve iki çocuğa rağmen ki zannımca sezaryen şeettiniz, hala bakire olma ihtimaliniz pek tabidirki ne mevcuttur effennim. çünküm büyük bi ihtimalen sizin zarınız, kresentrik hymen denilen bi türdür ki bu kadınların %3,5inde görülebilir, ilişki sırasında yırtılmayabilir. değişik -af buyrun- bi pozisyonla yırtılabilir ve yahutta. anliicaanız Kemaliniz ve siz pek bi harekaatlı günler yaşarkene bu azimle yerinde duran zarınızı hasara uuraticek şekillerde eşleşmişsinizdir. bu da güzel bişiidir sevgili okurum. mademki ne seviyosunuz bu adamceezi ne güzel bişeyki ne bööle de bişey paylaşmış olmuşsunuzdur. bunda korkulecek, çekinilecek hiç bişey yoktur.
regle olayına gelince effennim. bünyeniz böölesi bi coşkuya alışık olmadıından hormonlarınızın feleği şaşmıştır. yumurtlamaya gitmeye karar verip sizi tavık gibin yumurtlatmıştır. bence bu da pek bi mutluluk verici bi durumdur nitelikli okurum.
içiniz rahat aşkınız daim ilişkiniz bol hareketli ve çeşnili geçsin effennim.
dilerimki ne bi kadın olarak mutluluu yakalamış olmanızın tadını çıkarırsınız. yoksam niye varsınız ki bu dünya da di me effennim?
daha ayrıntılı bi bilgilendirme ister iseniz eğer bu zar türleri vs konusunda ben her daim burdayım, yazın özgürcene, çekinmeden. doğaya ait olmakta çekinilecek bişey yoktur effennim. ait olamayanlar çekinekoysunlar.
bi muazzam ötesi yazıma daha son verirkene hepinizi soğan zarı inceliinde öper kulak zarı hasaslıında sararım effennim
esen kalın, esmeyen ince ( artık bi gelenek haline gelen bu müthiş istilacı espirimle sizleri yine tebessümlere yolcu ettiysem ne mutlu bana)
GÜLFİDANınız

Cuma, Mayıs 15, 2009

tribal fonksiyon gribale dönüşürse...



sayın sayılan, kayım kayım kayılan, bin parçaya kıyılan ve dahi yine de unufalanamayan okur yazar, yazar okunur ve düşünür kitlem...

en bi' merhabalar, en bi' selamlarlan yeniden ve yineden karşınıza teşrifimi şeediip öpüncüklerimi fışkırttım sizlere ve dahi siz olmayan diğerlerine effennim.

Yine nice zeman oldu ki ben deniz Gülfidanınız yani bilge kadın, aydın insan, bilim hallacı, fikr'ikar ( bu kelimeyi bizzat şeettim effennim. dilimizin daarcıına kazandırıp, konuşuma sürdüm. çok deruun, en deruun bi anlamı ifade edebilmek içün. şööle ki; fikrini öğrenerek zihinsel kara geçtiiniz önemli şahsiyet, anlamında kullanılmaktadır.) hayırnaz (hayır derkene az biraz naz ettiiim olmuştur tebi bundan şeettim bu kelimeyi de)

- ay ne diyoodum sevgili yaşamendekslerim?- he kendimi tanımlıyordum, afbuyrun zihnim dağaaldı bi an içün...

yani en bi yüce insan olan ben yeniden sizleri eşsiz snaptik bağlarlan kucaklaştırmak, sarmaş dolaş etmek üzre bu sahifeye dönüş yapmışımdırım.

dünyevi, ailevi, mesleki, bilmii, ilmii... yani bir nevii "her bişiii" sizlerlen yeniden tartışıp, konuşup, beyin tornadosuynan "hayata dik açıylan bakabilmenizi sağlamak" görevime yeniden döndüm. dönüştüm.

olmadığım bunca zeman boyuncana kendimi yine besleyip, büyüttüm. zengin ettim. ve felsefenin, fiziğin, kimyanın, kozmolojinin, antropolojinin tozunu attırdım effennim. toz oldular karşımda hebiciii.

bu kadar açıklamadan sonra daha fezla vak'iit kaybetmeyip konuma geçiim sevgili kitlem.

bugün sizlerlen paylaşacaam konu "domuzgribi"

bildiiniz üzre son günlerde pek bi korkulan şey haline gelen bu şey nedir? Nassı bulaşır ve dahi needeciiz? Effennim, domuz gribi, en normalinde domuzlarda görülen A tipi tipi karamela sepeti grip virüsünün yol açtıı bir solunum hastalıı olarak biliniyo ve bu hastalık çok hızlı bir hızla yayılabiliyoo. Effennim bu virüs domuz etinin yenmesiyle bulaşmıyo. solunum yoluyla şeedio. insanlardaki grip virüsü gibi, domuz gribi virüsü de domuzlarda sürekli deeşim gösteriyo. Domuzların solunum yollarında domuz, insan ve kuş gribi virüslere duyarlı alıcılar bulunuyo effennim. Dolayısıylan domuzlar, virüslerin eş zamanlı bulaşması halinde yeni grip virüslerinin ortaya çıkma ihtimalini artırıyolar af buyrunki ne. Meksika ülkesinde efendime sööliim, ölümlere neden olan domuz gribi virüsü A/H1N1. Bu virüs insandan insana bulaşabiliyo. A/H1N1 virüsü, insan, domuz ve kuş gribi virüslerinin karışımından oluşuyo canımcımlarım. Ve ne acıdır ki ne henüz bu gribin aşısı neyin bulunmuyo. O nedenlen hapşurup, tıksırırkene ağzınızı burnunuzu kapatıverin. Domuzlarlan öpüşmeyin ve dahi tokalaşmayın. hapşırık yapan birinden uzaklaşıp, kaçın ve insanlarlan iletişim iletirkene ağaazlarının içine girmeyiniz effennim.

Ben sizleri yine bi önemli konu ile bilgilendirip kutsal vazifemi gerçek ettim. bunun huzuruynan kabuuma çekilmeden evvel sizleri her zemanki gibi antivirütik antivirütik öper, maskemi indirir ve nice sağlıklı ve dahi solluklu ( ve işte yine espiritüel kişiliimden taaviz vermemiş olduumun ıspaatı olan bi müthiş espirim) günler, aylar, yıllar dilerim effennim...

GÜLFİDANınız...