Çarşamba, Şubat 17, 2010

MAYAladım da duruldum, koştum ardından yoruldum


Merhabalar sayın, kayın, maun okuyucu ve yorumlayıcı kitlem.
Nicedir yine uzak kaldık, farkındayım. Amma ve lakin bilmekteyimdir ki sizlerde benim farkındasınızdır. Ben yüce dehanız Gülfidan aliminiz, her zaman olduğu gibi yine kendini bilim dünyasının eşsiz ve dahi inanılmaz büyüleyici akıntısına kaptırdım ve götürttüm (akıntının şeetmesine müsade ettim yani effennim)
Effennim,
bugün sizlerlen payaşacaam konu epeski uygarlıklardan -ki uygarlarmış hakketen- bir tanesi olan, büyük, özenilesi Maya Uygarlığı effennim. Bu uygar insanların hesap-kitap yapmalarındaki şaşırılası üstünlük.
Misalen;
Mayaların hesap yöntemleri effennim Mayaların noktalarla çizgilerden oluşan hesap yöntemlerinin atasının Olmekler olduğu ortaya çıkmıştır canımcıklarım, çünkü bu basitçe şu anlama gelir, dünya tarihini uzun zaman döngülerinden (döngü effennime sööliiim, dön dolaş aynı şey anlamında ifade edilmiştir effennim.) oluşan, çağlar aracılığıyla bölümlere ayırma mantığı, sanıldığından çok daha eski bir uygarlığın Mayalara bıraktığı mirastır beyin kıvrımlarını sevdiiim okuyucuklarım. Bu miras sayesindedir ki o şaşırtıcı duyarlılıktaki takvimin hesabına göre içinde bulunduğumuz son çağın, Beşinci Güneş’in, İ.Ö. 3113 yılının Ağustos ayında başladığı ve 2012 yılının aralık ayında da sona ereceği hesaplanabilmiştir. Mayalar sıfırı bilen toplum olarak da bilinirler. Aslına bakılırsa, bugün korunan Maya dokümanlarının çoğu, ‘hesap’ ile ilgili belge parçacıkları. Ama bunlar, astronomik hesaplar; sıradan matematik işlemleri değil. Eldeki Maya belgeleri arasında en iyi durumdakilerden biri sayılan Dresden Kodeksi de bunlardan biri. İçerdiği matematiksel hesaplar ve sayısal ifadeler, bütünüyle gökyüzüne yönelik.
Mayalarda Zaman ve takvime gelincene effennime söööliiim, Mayaların zaman hesaplama araçları arasında ilk ve belki de en gizemli döngü, ‘Tzolkin’ adı verilen ‘kutsal takvim’dir. Sözlük anlamı ‘gün sayımı’ olan Tzolkin, 260 günlük bir zaman dilimini içerir ve iki farklı dizinin elemanları arasındaki bileşimle tamamlanır. Bu dizilerden birinde 1’den 13’e kadar uzanan rakamlar, değerinde belli bir sıra izleyen 20 adet ‘isim’ vardır.
Maya astronomisi ve Venüs Gezegeni konusuna da şeetmeden şeedemiiicem effennilerim, Venüs gezegeni, Maya astronomisinde çok özel bir öneme sahip. Kendi inanç sistemlerinde çoğu kez büyük ‘öğretici tanrı’ Kukulkan ile özdeşleştirilen Venüs’ün bir tam turunu; yani sabah yıldızı olarak gözden kaybolmasının ardından tekrar sabah yıldızı olarak belirinceye kadar geçen süreyi 584 gün olarak ölçmüşler. Modern astronomik gözlemlere göre bu periyot 583.92 gündür; yani Mayalar bu süreçte iki saatten de az bir hatayla, son derece hassas bir sonuca ulaşmışlardır. Maya antik kentlerinde piramitlerin tepesinde yer alan odalar ya da Chichen Itza’daki ‘Caracol’ benzeri, doğrudan astronomi amaçlı, inşa edilmiş gözlemevleri, rahiplerin gözlem yöntemleriyle ilgili ipuçları sunar bize. Bu yapılar çoğu kez dört yönden de ufku görecek biçimde yüksek ve düz alanlara kurulmuştur. Hassas hesaplarla, gözlem odasını çevreleyen duvarlar örülmüş; bu duvarların üzerinde yer alan pencereler, doğrudan doğruya ufukta belirecek spesifik yıldızlara hizalanmıştır. Yine Chichen Itza başta olmak üzere çoğu maya kentinde, tam tepe noktasına küçücük bir deliğin açıldığı ‘zenith gözleme odaları’ bulunmuştur arkeologlarca. Bütün bunlar, kullandıkları araçlar ne denli basit olursa olsun. Mayaların son derece dikkatli, pratik ve akıllıca gözlemlerle hem yıldızların yükseliş ve batış hareketlerini, hem de başucu (Zenith) geçişlerini izlediklerini ortaya koyar. Bu istekli ve hevesli astronomik etkinliğin onlara armağanı, olağanüstü ayrıntılı ve hassas Maya takvimidir bidenecik kuzucuklarım.
İnterinettinden ve dahi okuduuuum diğer pek çok kaynaktan faidelenerek sizlerlen paylaştıım bu muazzam ötesi yazım, umarım bende olduu gibi sizlerde de hayranlık dahil pek çok hormonlarınızı harekataaa geçirtip, taarruza sebebiyet veren durumlar aldırmıştır. Zira bahsettiğimiz bu büyük uygarlığın oksijen soluduğu tarih dilimlerine bakar isek nassı olur da bööle hissiyatları şeetmeyiz di mi ama effennim...
sizleri Mayalayarak, kabartarak, astronomik, astrolojik öpüyor ve hayatınızın bilimle aşk yaşamasını diliyorum canımcımlarım.
Esen kalın, esmeyen ince... ( espirimi de şeetmeden son veremiyorum yazıma muhakkak ki)
GÜLFİDANınız...

Hiç yorum yok: